Termal konfor ve sağlığı koruyan ısı yalıtımı ile, enerjiden yüzde 60 tasarruf edilebilir

Isı yalıtım bölümünün başkan markası Dalmaçyalı; Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ve Prof. Dr. Bülent Karadağ liderliğindeki bilimsel araştırma sonucunda ısı yalıtımıyla gelen termal konforu belgeledi. Araştırmada ısı yalıtımsız konutların yüzde 30’unda rutubet ve küf oluşumu görüldü. Anket sonuçlarına nazaran küf sorunu yaşanan konutlarda yaşayanlarda yüzde 50 oranında KOAH, astım, bronşit, allerjik bronşit bildirilirken küfün olmadığı konutlarda bu oran yüzde 22. Isı yalıtımlı ve yalıtımsız iki örnek mesken karşılaştırıldığında ısı yalıtımıyla yüzde 60’a varan güç tasarrufu sağlanabildiği saptandı. Buna bağlı olarak yapılan ölçümlerde aylık metrekare başına 86 kilogram karbondioksit muadili sera gazı salımının engellenmesi, ısı yalıtımının etraf sıhhati ve global ısınma ile çabada kritik rolünü de ortaya koydu. Ülke olarak gücün yaklaşık yüzde 70’ini ithal ettiğimizi belirten Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu, “İthal edilen gücün 24 milyar dolara yakın kısmı konut ve gibisi yapılarda tüketiliyor. Binalarımızın başta ısı yalıtımı olmak üzere güç verimli olarak inşa edilmesi durumunda elde edilecek tasarruf yılda 10 milyar doları bulabilir” dedi.

Isı yalıtım kesiminin önder markası Dalmaçyalı; bilim insanlarıyla birlikte“Isı Yalıtımının İnsan Sıhhatine Etkisi”ni araştırdı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Aralık 2021 – Haziran 2022 devri boyunca biri Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemi ile yalıtılmış başkası ısı yalıtım yapılmamış ikiörnek meskendeki termal konforu karşılaştırdı. Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Bülent Karadağ liderliğindeki mikrobiyolojik araştırma ve anket çalışmasında ise ısı yalıtımlı ve ısı yalıtımsız hanelerde küf oluşumu ile hava kalitesine bağlı hastalıkların seyri incelendi.

Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu: “Ülke olarak kullandığımız gücün yüzde 70’ini ithal ediyoruz”Sektörünün önder markası olmanın sorumluluğuyla “Isı Yalıtımının İnsan Sıhhatine Etkisi” projesine öncülük ettiklerini belirten Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye’de yüzde 70’in üzerinde binada ısı yalıtımı bulunmuyor. Bu durum insanların fizikî ve ruhsal sıhhatini direkt etkileyen termal konforun ülkemizde mutlak gelişmesi gerektiğini gösteriyor. Isı yalıtımı binalarda termal konforu sağlayan en önemli öge olarak ön plana çıkıyor” dedi. Tüm araştırma boyunca hem Ar-Ge, teknoloji ve inovasyon güçlerini hem insan kaynaklarını ve finansal güçlerini projeyi desteklemek için kullandıklarını belirten Küçükoğlu “Sağlığın her şeyden değerli olduğunu acı bir biçimde deneyim ettiğimiz bu türlü bir devirde, pahalı akademisyenlerimiz ile bu türlü kıymetli bir bilimsel çalışmayı hayata geçirmekten dolayı gururluyuz. Bu çalışmanın yalnızca ülkemiz için değil, dünyanın dört bir yanında referans bir çalışma olarak kabul göreceğine inanıyoruz” dedi. “Isı yalıtımı sayesinden güçten sağlanan tasarruf oranı yüzde 60’a ulaşabilir”

Araştırmanın ısı yalıtımı sayesinde ısıtma ve soğutma için harcanan güçten yaklaşık yüzde 60 oranında tasarruf edilebildiğini de net olarak ölçümlediğini belirten Küçükoğlu “Enerjiyi verimli kullanmak dünyayı, çocuklarımızın geleceğini korumaktır. Araştırmada yalnızca mart ayına ilişkin güç tasarrufu ile metrekare başına 86 kilogram karbondioksit muadili sera gazı salımının engellendiği görülüyor. Bu sonuç, ısı yalıtımının etraf sıhhati ve global ısınma ile uğraşta kritik rolünü de ortaya koyuyor. Tüm dünyada fosil yakıtlar olarak da isimlendirilen petrol, doğal gaz ve kömür fiyatları süratle artıyor. Ülke olarak gücün yaklaşık yüzde 70’ini ithal ediyoruz. İthal edilen gücün 24 milyar dolara yaklaşan kısmı konut ve gibisi yapılarda tüketiliyor. Bu şartlar altında, bilhassa yeni inşa edilen ve mevcut binalarda ısı yalıtımı uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Binalarımızın başta ısı yalıtımı olmak üzere güç verimli olarak inşa edilmesi durumunda yılda 8-12 milyar dolarlık bir tasarruf imkanına sahip olabiliriz” dedi.

İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, termal konforun; şahısların sıcaklık, nem, hava akımı üzere iklim şartları açısından gerek bedensel gerekse zihinsel faaliyetlerini sürdürürken muhakkak bir rahatlık içinde bulunmalarını tabir ettiğini belirtti. Dünya Sıhhat Örgütü’nün hava sıcaklığını ömür alanında en az 21⁰C olarak tanımladığını hatırlatan Kadıoğlu, “Isı yalıtımı dışında hiçbir farkı olmayan iki konuttan araştırma mühletince alınan datalarla, ısı yalıtımın iç ortam konforunu nasıl değiştirdiği, bu bağlamda da insan ve etraf sıhhatini ne istikamette etkilediğini 7 ay boyunca ölçümledik. İçeride termal konforlu bir ortam yaratmak için, duvarların ne kadar değerli olduğu tüm ölçümlerimizle belirlendi” dedi araştırmadaki temel bulguları şöyle sıraladı:

• Isı yalıtımsız konutta duvar yüzey sıcaklıkları ortasındaki fark 6 ⁰C’ları bulurken, ısı yalıtımlı meskende bu fark 1 ⁰C’a bile ulaşmıyor. Yaklaşık olarak 7.5 katlık bir farktan bahsediyoruz.

• Isı yalıtımsız meskenin iç sıcaklığı dış ortam sıcaklıklarındaki değişimlerden çok süratli etkileniyor. Dış ortam sıcaklığı 18⁰C artması durumunda, ısı yalıtımsız meskenin iç sıcaklığında 4 ⁰C bir artış gözlemlenirken, ısı yalıtımlı konutun iç sıcaklığı ise 1 ⁰C’tanbile az bir değişim gösteriyor.

• Isı yalıtımsız konutun iç ortam hava sıcaklığı değişimi ısı yalıtımlı konuta nazaran 8 kat.

• Isıtma yapılmayan tıpkı müddet içerisinde ısı yalıtımlı mesken 4⁰C ısı kaybı yaşarken, ısı yalıtımsız mesken 9 ⁰C ısı kaybı yaşıyor. Isı yalıtımsız konut, ısı yalıtımlı konuta nazaran 2,3 kat süratle soğuyor.

• Projenin başlangıcından itibaren, yapılan güç ölçümlerine nazaran, ısı yalıtımlı konutta ısı yalıtımsız meskene nazaran yüzde 60 güç tasarrufu sağlandı. Tüm çalışma müddetince konutlardaki sıcaklıklar tıpkı düzeyde tutularak bu tüketim oranı görüldü.

• Hava sıcaklığının eksi derecelerden artı derecelere süratlice çıktığı bir günde, ısı yalıtımsız meskende tüketilen güç, ısı yalıtımlı konutta tüketilen güce nazaran göre 2 kat daha fazla.

• Sadece mart ayında ısı yalıtımlı konutta sağlanan güç tasarrufu ile her bir metre kare için 86 kg CO2 muadili sera gazı salımı engelleniyor. Bu da İstanbul-Antalya ortasındaki bir uçuşun neden olduğu CO2 salımıyla muadil.

Isı yalıtımının küf oluşumuna tesirini de gözlediklerini aktaran Prof.Dr. Kadıoğlu “Bir konutun içerisinde küf oluşması için duvar iç sıcaklıklarının oda havasının çiy noktası sıcaklığının üzerinde olması gerekir. Hiçbir ısıtma yapılmadığı şartlarda, ısı yalıtımsız binanın iç duvar yüzey sıcaklıklarındaki dalgalanmalar ısı yalıtımlı konuta nazaran iki kat daha fazla. Isı değişiminin yalıtımlı meskende bariz derecede azalmış olması küf oluşumunu engellemektedir” dedi. MÜ Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Bülent Karadağ: “Isı yalıtımlı örnek meskende küf oluşmadı” Prof. Dr. Bülent Karadağ “Tek farkları biri ısı yalıtımlı başkası ısı yalıtımsız olarak kurulan iki model evdedeneysel bir ortamda, ısı yalıtımının iç ortam termal konforuna katkısını objektif olarak ölçebildik. Isı yalıtımı olmayan meskende tespit edilen üremenin mikrobiyolojik tahlilini yaptık. Çıkan sonuca nazaran üreyen mantar Penicillium. Bu mantarın enfeksiyonlara yatkınlık sağlayan, alerjik tepkileri kolaylaştıran, iç ortam hava kalitesini bozan bir mantar tipi olduğunu biliyoruz.” dedi. Gerçek ısı yalıtılmış ve iklimlendirilmiş meskenlerde rutubet ve küf sıkıntıları yaşanmadığını belirten Karadağ şöyle devam etti: “Hem yapılan ölçümler hem anket çalışması ile küf oluşumundaki ana faktörün ısı yalıtımı yapılmaması olduğu; küf ve rutubet oluşumlarının insan sıhhatine olumsuz tesirleri belirlenmiştir. Konutlarımızda termal konforun fizikî sıhhatimize ek olarak keyifli, konforlu bir hayat için de gerekli olduğu tüm bilimsel sistemlerle tespit edilmiştir. Termal konfor, hem fizikî sıhhatimizi hem de zihinsel faaliyetlerimizi birebir etkileyen çok kıymetli bir kavramdır. Yanlışsız ısı yalıtımı yapılmış konutlarımızda termal konforlu ömrümüzü sıhhatle sürdürebiliriz.” Türkiye temsili 10 vilayette yarısı ısı yalıtımlı yarısı ise ısı yalıtımsız olmak üzere 800 hane ile görüşülerek yapılan anketle ısı yalıtımının bilhassa hava kalitesi, rutubet-küf ile bağlı hastalıklar üzerindeki tesirlerini araştırdıklarını kaydeden Karadağ, araştırmanın oransal bulgularını şöyle sıraladı:

• Bina yaşı ilerledikçe termal konforsuzluktan dolayı, küflenme sıkıntıları ve oranı artmaktadır. 25 yılın üzerindeki binaların yüzde 35’inde küf oluşumu bildirildi.

• Küflü konutlarda koronavirüse yakalanma oranı yüzde 32 olarak bildirilirken, küfün olmadığı meskenlerde bu oran yüzde 21.

• Küflü konutta yaşayanlarda yüzde 50 oranında KOAH, Astım, Bronşit, Allerjik bronşit varken küfün olmadığı meskenlerde bu oran yüzde 22.

• Alerjik astım yahut alerjik nezle ise küflü meskenlerde yüzde 43 iken, küf sorunu olmayan meskenlerde yüzde 22.

• Küf sorunu yaşanan konutlarda yaşayanlarda akciğer ve üst teneffüs yolu enfeksiyonu besbelli fazla. Son bir yılda bu konutlarda yaşayanların yüzde 50’si akciğer enfeksiyonu geçirmiş. Yılda 3 kezden fazla geçirenlerin oranı yüzde 77.

• Mevsim geçişlerinde astım şikayetleri ısı yalıtımsız konutlarda yüzde 21, ısı yalıtımlı meskenlerde yüzde 9 oranında görülmektedir.

• Küflü ortamda yaşayanlarda teneffüs zahmeti nedeniyle hastaneye müracaat da daha fazla. Enfeksiyon olmaksızın teneffüs zahmeti ve hırıltı ile hastaneye başvurma oranı küflü konutlarda yüzde 50, küf sorunu olmayan konutta ise yüzde 23.